Haluk – Tanışma ve sahilde yaşananlar

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Haluk – Tanışma ve sahilde yaşananlar
Sahildeki erotizm…

Merhaba adim Alper. Daha once de burada hikayelerimi paylasmistim. Bu kez sizlerle yıllar once Antalyada üniversite eğitimi alırken yasadigim bir iliskiyi paylaşmak istiyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki anlatacaklarım biraz uzun olacak 🙂

Eğitimimin üçüncü yılıydı. Yaklaşık 6 aydır yurttan ayrılıp eve çıkmıştım. Tek başına yaşamanın verdiği rahatlıkla, evde olduğum zamanlarda, dilediğim kıyafetleri giyebiliyordum. Hatta öyle ki, birkaç çekmece bayan kıyafetim bile vardı. Bilindik bir alışveriş sitesinden cok sık sipariş veriyordum. Gelen kargocuların teslimat sırasındaki yüz ifadeleri bile değişmişti artık. Gecelikler, mini elbiseler, etekler, iç çamaşırları, çoraplar…

Mayıs ayının ortaları ve havalar ısınmaya baslamisti. Bir an önce denize girmek icin sabırsızlanıyordum. Sahiller dolmadan güneşli bir gunde gidip rahatça güneşlenmek istiyordum.

Uzun zamandır iliskim olmamıştı. Son zamanlarda chat odalarında vakit geçirir olmuştum. Sohbetlerden birinde, 55 yaşında, kamu kurumunda calıştığını belirten Haluk ile tanıştım. Sohbetimiz boyunca bana gayet kibar ve mesafeli yaklaşıyordu. Zaman zaman niyetini belli eden cümleler kursa da bu beni rahatsız etmiyordu. Chatten çıkıp Skype ta görüşmeye başladık. Neredeyse her gece sohbet eder olmustuk 🙂 Gündelik sohbetlerimizden birinde sahile gidip denize girmek güneşlenmek istediğimi söyledim. O da sonraki gün izin aldığını, sabah bir saatlik işi oldugunu ve eğer istersem birlikte gidebileceğimizi söyledi. Yasayabilecegimiz kaçamakları düşündükçe heyecanlansam da hemen kabul etmedim. Diger yandan Haluk la tanisali çok olmamıştı. Ne görüntülü konuşmuştuk ne de nasıl birine benziyordu bilmiyordum. Aklımdan geçenleri duymuşcasına, üzerinde beyaz gömlek ve kısa pantolon olan bir fotografını gönderdi. 55 yaşındaki birine göre gayet bakımlı ve dinç görünüyordu. Saçları yer yer beyaz, görünen teni ise esmerdi. Sadece fotoğraftan bile etkilenmemek mümkün değildi 🙂

– Beni tanıyabilmen icin gönderdim fotoğrafımı.
– Teşekkür ederim dedim.
– Eğer sende istersen, sessiz sakin bir yerlere gidebiliriz. Böylelikle daha rahat vakit geçiririz.

Denize girmek, az da olsa güneşlenmek istiyordum ama yine de kararsız kalmıştım.

– Evet bende isterim ancak, yarın katılmam gereken derslerim var.
– Bir gün ile çok şey kaybetmezsin. Hem bak ben de izin almıştım. Sabah seni alırım, gün boyu takılırız sonra yine istediğin yere bırakabilirim.
– Peki ama nereye gideceğiz?
– Sen orasını bana bırak, bildiğim çok güzel bir sahil var. Hem bu zamanda kimsecikler olmaz.
– Çok guzel fakat yine de kararsız kaldım.
– Neden?
– Seni henüz yeterince tanımıyorum.
– Yapma Alper, iki arkadas sahile gidip denize gireceğiz sadece.
– Daha fazlasını istemiyorum
– Daha fazlası??
– Anladın işte 🙂
– Tabi ki, endişelenme lütfen. Seni rahatsız edecek hiç birşey yaşanmayacak.
– Peki o zaman 🙂 diye cevapladım.

Sonrasında, yarın nasıl buluşacagımızı, beni nereden saat kaçta alacağını vesaire konuştuk. Güzel bir gün geçireceğiz merak etme diye tekrarlıyordu. Sabah erkenden gelip beni alacaktı. Saat gece yarısını geçmişti. Hem uykum vardı hem de sonraki gün için hazırlanmam gerektiğini düşünüyordum.

– Sanırım artık uyumam gerek. Geç oldu, uykum geldi 🙂
– Tamam. Yarın özel olarak istediğin bişey var mı. Birkaç bira alırım yanımıza.
– Hayır teşekkür ederim.
– Sen yine de yanına üşütmeyecek bişeyler al. Yarından sonra hasta olmanı istemem.
– Tabi mutlaka alırım.
– Sabah anlastığımız saatte anlaştığımız yerden alırım seni 🙂
– Teşekkür ederim dedim. Sabah görüşmek üzere o zaman 🙂
– Görüşürüz canım. İyi geceler, tatlı ruyalar 😛
– Sana da 🙂

Saat neredeyse 01:00 olmuştu. Çok heyecanlıydım. Uyuyabileceğimden bile emin degildim. Evet sadece denize girip, hoş vakit geçirmek için anlaşmıştık ancak farklı şeylerin yaşanma ihtimali çok yüksekti. Bu yüzden yarın için hazırlanmam gerekiyordu. Vücudumda neredeyse hiç tüy olmadığından o konuda rahattım. Hemen odama gidip, yanımda götürebileceklerimi aradım. Deniz şortlarımın arasında bordo renginde slip mayom vardı. Erkek mayosundan çok bir kadın bikini altı gibiydi. Tereddütsüz çantama attım ama yarın bu mayoyu giyebilecek kadar cesaretli olmadığımı hissettim. Bir tane şort, dar tişört ve plaj havlumu ekledikten sonra bronzlaştırıcı güneş yağını da almak için banyoya gittim. Tekrar salona gidip, soğuk gecelerde tv seyrederken üzerime örttüğüm battaniyemi katladım ve çantama koydum. Tekrar banyoya gittim ve soyunmaya başladım. Aynada vücudumu kontrol edip temiz olduğumdan emin olmak istedim. Üzerimde kırmızı gecelik altımda tangam ve ten regni külotlu çorabım vardı. Çorabımı çıkarıp, ayak parkamlarıma günler öncesinden sürmüş olduğum ojeyi temizlemek istedim. Bir an düşündüğümde, kırmızı renkteki ojeli ayaklarımla daha etkileyici olabilirim dedim. Ama ya gideceğimiz sahilde başkaları da olursa? Aklıma hemen lastik plaj ayakkabılarım geldi. Onları da yanıma alıp, eğer sahilde başkaları olursa giyerim diye düşündüm. Ojeleri tırnaklarımdan temizlemekten vazgeçtim ve banyodan çıkar çıkmaz lastik ayakkabılarımı çantama koydum.

Üzerimde bordo slip mayo ve ayaklarımda kırmızı ojelerle kendimi hayal etmeye başladım. Her şey yolunda giderse, guzel bir gün olacağından emindim. Sabah erkenden uyanabilmek için alarmı kurdum ve yatağıma uzandım. Gözlerimi kapattığımda Haluk un resmini görüyordum… 🙂

Sabah alarmın sesiyle uyandığımda bir an geç kaldığımı düşündüm. Saate bakınca rahatladım. Ayağa kalkıp boy aynasında kendimi kırmızı gecelik içinde görünce bugün tüm dişiliğini göster dedim kendi kendime. Ama biraz da nazlan, kolay lokma olma!

Üzerimdekileri çıkarıp, tuvalete gidip malum temizliğimi yaptım ve uzunca bir duş alıp kendime geldim. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra üzerimde bornozla mutfağa geçip sade bir kahve hazırladım. Salonda kahvemi yudumlarken, acaba bişey unutuyor muyum diye düşündüm. Yeniden mutfağa geçip, yiyecek bişeyler hazırlamaya başladım. Meyve ve soğuk sularla birlikte hazırladıklarımı bir poşete koyup çantama yerleştirdim.

Tekrar odama geçip giyecek bişeyler aradım. Hangi çekmeceyi açsam kadın kıyafetleri vardı. Yanıma birkaç parça daha almak istedim. Kiremit renginde pileli mini bir etek, siyah bol bir bluz, siyah saten bir şort ve bir body aldım. Ama henüz ne giyeceğime karar vermemiştim. En sonunda, daha ilk görüşte kendimi beğendirecek bişeyler giymeye karar verdim. Kırmızı tangamın üstüne, daha çok pazarlarda satılan bayan şalvarlarına benzeyen siyah eşofman altımı giydim. Üzerime de hafif bol bir tişört aldım. Aynada kendimi görünce, acaba çokmu feminen oldu, yolda görenler farkeder mi diye düşünmeden edemedim. Ne olur ne olmaz diyerek, bir boxer ve kısa pantolonumu da alıp çantama attım.

Dışarı çıkmaya hazırdım. Evim apartmanın zemin katındaydı ve mutfak tarafından apartmanın arkasına çıkıp kolayca Haluk un beni alacağı sokağın köşesine geçebilirdim. Zamanı gelince mutfak pencerelerinden etrafta herhangi biri var mı diye kontrol ettim. Kimsecikler olmadığını görünce çıktım ve hızlıca yürümeye başladım. Ayağımda converse ayakkabılar, üstümde şalvar gibi bir eşofman ve giymiş olduğum tangayla farkediliyor muyum diye endişeleniyordum. En büyük korkum ise komşularımdan biriyle karşılaşmaktı.

Neyse ki apartmanın arka tarafından sokağa çıkmıştım. Biraz daha ilerleyip sola dönünce Haluk u bekleyecektim. Tam vaktinde orada olacağı konusunda söz vermişti bana. Köşeyi dönüp, anlaştığımız yere geldiğimde içinde kimse olmayan bir salon araç ve onun arkasında da bir karavan vardı sadece. Sağa sola bakınırken, karavanın içinden birisi şoför tarafına geçti. Bir karavanla geleceği aklımın ucundan dahi geçmediğinden diğer tarafa döndüm. O sırada karavanın kornası çaldı ve dönüp baktığımda Haluk bana el sallıyordu. İnanamıyordum. Gerçekten karavanla gelmişti beni almaya. Hızlı adımlarla karavana doğru ilerledim. Yaklaşınca Haluk uzanıp kapıyı açtı ve karavana girdim.

– Merhaba. dedi Haluk gülümseyerek
– Merhaba 🙂
– Hoşgeldin canım

Bana doğru uzandı, yanak yanağa öpüştük. Heyecandan kalbimin sesi dışarıdan duyuluyordu sanırım.

– Çok tatlı görünüyorsun
– Teşekkür ederim diyebildim cılız bir sesle. Bu arada karavanı çalıştırdı.
– Yolumuz biraz uzun yol boyunca konuşuruz nasıl olsa 🙂
– Tabi olur dedim ama sesim iyice kısılmıştı
– Lütfen rahat ol. Seni yemem korkma. Güzel bir gün geçireceğimizden şüphen olmasın.

Dönüp gülümsedim. O da aynı şekilde karşılı verdi.

– Ha şöyle. Rahatla biraz.

Karavan ilerlemeye başlamıştı. Henüz şehir içinden çıkmamıştık. Haluk un bir yandan araba kullandığını diğer yandan da ara sıra beni süzdüğünü farkediyordum. Bende aynı şekilde ona kaçamak bakışlar atıyor ve gönderdiği resimden çok daha genç görünüyor diye düşünüyordum. Altında kısa şortu, üstünde tişörtü vardı. Spor yaptığı o kadar çok belliydiki. Kolları, bacakları atletikti. Sinek kaydı sakal traşını olmuş, yüzünde yaşını belli edecek kırışıklık yoktu. Saçlarındaki yer yer beyazlar, O na bambaşka bir hava katmıştı.

– Ee anlat bakalım, nasıl gidiyor hayatın, okul falan?
– Sıradan diyebildim. Dersler yoruyor biraz.
– Ne zaman bitiriyorsun peki okulu?
– Eğer bir aksilik olmazsa, 3 dönem sonra mezun olacağımı söyledim.
– Süper. Bir süre daha Antalyada olacaksın o zaman dedi. Yüzünde bir mutluluk ifadesi vardı.
– Evet dedim bende aynı şekilde gülümseyerek.

Şehirden çıkıp Kemer yolunda ilerliyorduk. Henüz daha sabah olmasına rağmen havanın sıcak ve açık olduğu bir gündü.

– Karavanda herşey var. Tuzlu sudan sonra duş ta alabilirsin.
– Güzel olur dedim. Teşekkürler
– Gideceğimiz yerde iyi bir yere park ederiz, akşama kadar takılabiliriz.
– Karanlığa kalmadan dönersek iyi olur. Ailem ararsa cevap verebilmek isterim 🙂
– Tabi canım merak etme sen.
– Teşekkür ederim 🙂
– Umarım yanında bişeyler getirmişsindir. Üşütme şimdi gittiğimiz yerde.
– Evet evet bolca kıyafet getirdim dedim gülümseyerek.
– İyi yapmışsın canım. Canım dememden rahatsız olmuyorsun değil mi? Eğer rahatsız oluyorsan …
– Yoo hayır dedim ama sesimi ben bile duymadım.

Haluk gülümsedi. Yol boyunca hayatımla ilgili sorular sorup diğer yandan da kendi hayatını anlatarak benim rahatlamam ve onunla sohbet etmem için çabaladı. Üzerimde bir çekingenlik vardı. Evet konu henüz cinselliğe gelmemişti ancak her ikimiz de sonunda olacakların farkındaydık. Bendeki çekingenlik tamamen doğal olarak gelişiyordu. Evet ilk ilişkim olmayacaktı ama karşımda gerçek bir erkek olduğundan emindim.

– Nasıl buldun beni?
– Anlamadım 🙂 nasıl yani?
– İşte yakışıklımıyım, beğendin mi beni? diye sordu

Nasıl cevap vereceğimi bilemedim. Yüzümün kızardığından emindim. Hafifçe gülümseyip, utandığımı belli ederek başımı öne eğdim.

– Lütfen ama fikrini söyle. Seni hayal kırıklığına uğratmış olmak istemem.

Aslında kendisi de farkındaydı yaşına rağmen ne kadar düzgün bir fiziği ve yakışıklı olduğunun ancak bunu benden duyup kendini tatmin etmek istiyordu sanırım.

– Evet yakışıklısın diyebildim sonunda. Spor yapıyorsun galiba?
– Evet. Bir zamanlar voleybolcuydum. O yıllardan kalan bir spor alışkanlığım var. Şu sıralar sadece yürüyüş ve basit spor yapıyorum.

Epey bir yol katetmiştik. Anayoldan ormanlık bir alana dönmüş dar bir yoldan ilerliyorduk. Antalya lı olmadığımdan tam olarak nereye gittiğimizi bilmiyordum. Karavanın sarsıntısından, iki kişilik yolcu koltuğunda yanıma koydugum çantam düştü. Haluk çantamı karavanın arka tarafına koyabileceğimi söyledi. Tabi iyi olur dedim ve yerimden kalkıp karavanın arkasında doğru hamle yaptım. Dikkat et sende düşme dedi Haluk. Peki dedim ona bakıp gülümseyerek. Arkaya geçip, etrafa bakıyordum. Bir buçuk yada iki kişilik bir yatak, küçük bir masa ve oturacak dar bir alan, dolaplar, küçük bir lavabo ve tezgah vardı. Sarsıntıdan yatağa doğru ilerledim ve oturdum. İyi misin diye sordu Haluk. Evet evet iyiyim dedim. Tamam canım dedi. Çantamı yatağın üzerine koyup açtım. Su alıp içmek istedim. Suları koyduğum poşeti çıkarmak isterken aklıma altımdaki şalvarı çıkarıp, siyah saten şortumu giymek geldi. Tam olarak bir bayan şortuna benzemiyordu ama Haluk un gozlerini açacak kadar seksi duruyordu üzerimde.

– Üstümdekileri değiştirebilir miyim? diye sordum Haluk a seslenerek.
– Tabi canım, rahatına bak lütfen. İstersen perdeyi kapatabilirsin.

Yerimden kalkıp soför tarafı ile karavanın içini ayıran perdeyi kapatmak için ilerledim. Tam ben perdeyi çekerken Haluk bana bakıp gülümsedi.

– Rahatına bak lütfen. Zaten gelmek üzereyiz dedi sakin, iç gıcıklayıcı bir ses tonuyla.

Perdeyi kapatıp geri döndüm ve yatağa oturdum tekrar. Altımdaki şalvarı çıkarttım. Gözüm ön taraftaydı acaba Haluk dayanamayıp içeri bakıcak mı diye. Ama yapmadı. Tişörtümü ve tangamı da çıkarınca tamamen çıplak kalmıştım. Haluk un kaçamak bir şekilde perdeyi açmasını bekledim ancak yapmadı. Önce slip mayomu sonra da şortumu giydim. Bacaklarım ortaya çıkmıştı. Body mi de giyince zaten şişkin göğüslerim iyice belli oluyordu. Daha oracıktayken mayom popomun arasına kaçmaya başlamıştı. Şortum o kadar kısaydı ki otururken kalçalarım görünüyordu neredeyse. Keşke bir ayna olsaydı ve kendimi görebilseydim diye geçirdim içimden. Evet Haluk u çok beğenmiştim ve onunda beni beğenmesini istiyordum. Yavaşça yerimden kalkarak Haluk un yanına doğru ilerledim. Perdeyi açıp yerime oturmak isterken hafifçe eğilerek Haluk a sırtımı dönmek zorunda kalmıştım. Bu sırada Haluk tan boğazını temizlermişcesine bir ses çıktı. Yerime oturup, bacak bacak üstüne attığımda Haluk a baktım ancak onun gözleri bacaklarımdaydı. Yüzüme bakması için birkaç saniye daha geçmesi gerekti.

– Çok tatlı görünüyorsun dedi yeniden bacaklarıma doğru beni süzerken.
– Teşekkür ederim. Çekingenliğimi az da olsa atmıştım.
– Yok gerçekten, bu kadar olacağını tahmin etmemiştim.
– Nasıl yani dedim.
– Bakımlısın, kendine bakıyorsun gördüğüm kadarıyla.
– Evet dedim. Fırsat buldukça kendimle ilgileniyorum.
– İyi yapıyorsun canım.

Önü mü kabarmıştı yoksa hep öyle miydi anlamadım. Ama kabarıklık çok net görünüyordu. Kaçamak bakışlarla bunu farketmiştim. Bir yandan gideceğimiz yere çok yaklaştığımızı anlatırken, sol eliyle önünü düzelttiğini gördüm.

Az sonra toprak bir yola döndük ve sarsıntılarla ilerlemeye devam ettik. Çok gitmeden denizi görebildik sonunda. Sahile en yakındaki ağaca doğru ilerledi ve park etti karavanı. Gerçekten dediği gibi etrafta bizden başka kimse yoktu.

– Evet Alpercim, gelebildik sonunda.
– Evet, gerçekten güzel bir yermiş.

Karavandan inmek için elimi kapı koluna doru uzattığımda, Gerek yok arka kapıdan çıkarız dedi. Kapı kolunda biraz sorun var. Tamam dedim. Eliyle geçebilirsin gibi yapınca yerimden kalktım. O da benimle birlikte hamle yapınca ilk temasımız oldu ve eli popoma değdi. Bunu bilerek yaptığından hiç süphem yoktu tabi ki. Arkadaki kapıya geldiğimde, elini arkamdan uzatıp Dur yardım edeyim sana bu kapı da zor açılıyor dedi ama bunu yaparken yine eli popomdan geçiyordu. Kapıyı açıp indik. Ben etrafa bakınırken o da karavanın güneşliğini açmaya başladı sonra da iki tabure ve küçük bir masa yerleştirdi altına. Ya tüm bunlar zaten karavanda vardı ya da herseyi düşünerek gelmişti.

Biraz ilerleyip sahili daha net görmek istedim. Ama ayağımdaki converseleri çıkarmam gerekiyordu. Karavana girip, çantamdan lastik ayakkabılarımla hızlıca değiştirdim. Sahile doğru yürümeye başladım. Arkamdan seslendi.

– Keyfine bak canım. Ben de geliyorum şimdi dedi.

Sahil çok temiz değildi. Yer yer kayalıklar vardı. Ancak güneşlenebileceğim kum alanlar da vardı. Kimselerin olmayışı ise ayrıca güzeldi. Güneş henüz tam anlamıyla etkisini göstermiyordu. Geri dönüp karavana doğru ilerledim. Haluk tişötünü de çıkarıyordu. Film sahnesi gibiydi gerçekten. Fiziği ve teni o kadar harika görünüyrdu ki kendimi onun kollarına atmamak için zor tutuyordum. Tişötünü çıkarıp bana bakınca göz göze geldik, gülümsedi.

– Nasıl beğendin mi?
– Neyi diye bir soru çıktı ağzımdan
– Sahili canım tabiki diye cevap alınca utancımdan kıpkırmızı olmuştum. O da bunu farketmişçesine gülümsemeye devam ediyordu.
– Evet beğendim diyebildim.
– Hemen denize girmek ister misin yoksa güneşlenecek misin?
– Sonra girerim, biraz güneşlensem iyi olacak. Su soguk mudur ki acaba?
– Merak etme haftasonu plajdaydım ve o kadar soguk değildi. Ancak sen üşürmüsün bilemem. Önce ben girer sana söylerim istersen.
– Tabi olur
– İçerde küçük bir buzdolabı var. Bira ve biraz içecek var. İstediğinde alabilirsin.
– Teşekkür ederim.
– Rahat ol biraz, lütfen. Hadi o zaman gidelim kumsala.
– Peki, çantamı almalıyım

Çantamı almak için karavana girdim. Halukta arkamdan geldi. Çantamdaki içecek ve yiyecek poşetini çıkardım ve buzdolabının yerini sordum. Küçük tezgahın altındaki dolabı göstererek Burada canım dedi. Poşetin içindekileri yerleştirmek için popom Haluk a doğru eğildim. Dönüp ona bakıp gülümsedim. Haluk un gözleri büyümüştü resmen. Ona baktığımı farketmedi bile. Buzdolabının kapısını kapatıp ona döndüm.

– Ben hazırım
– Tamam canım. Bende şuradan havlumu alayım diyerek yanımdan geçmek istedi.

Geçerken aletinin kabarıklığını hissettirecek kadar popoma sürtünmüştü. Çantamı alıp dışarı çıktım. Az sonra omzunda havlusu o da çıktı. Birlikte sahile doğru yürümeye başladık.

– Daha önce de geldim buraya. Az ilerde guneslenebilecegimiz kum bir alan var.
– Tabi. İyi olur diyebildim.

Bahsettiği alana geldiğmizde çantamı yere koyup, yine popom Haluk a doğru eğildim ve çantamdan havlumu çıkarmaya çalıştım. Gözlerini popomdan alamadığından emindim. Havlumu çıkarıp ona baktığımda, bana gülümsedi. Havlumu yere serdim.

– Ben de havlumu şöyle koyayım dedi ve benim havlumun hemen yanına serdi. Sen güneşlen biraz ben biraz yüzüp gelmek istiyorum diyerek denize doğru yürümeye başladı.

Havlumun üzerine oturmuş bu kez ben onu izliyordum. Gençlere taş çıkaracak bir vucuda sahipti. Hemen suya girip birkaç adım attıktan sonra suya daldı. Az sonra sudan çıkıp saçlarını düzeltti ve bana baktı. Gülümseyerek yanıt verdim.

– Su gerçekten çok güzel. Üşürmüsün bilmiyorum dedi duyabileceğim şekilde.
– Madem öyle ben de birazdan gelirim dedim.

Altımdaki şortu ve bodymi çıkarmak için kalktım. Arkamı Haluk a doğru döndüm. Beni izleyeceğinden emindim. Önce body mi yavaşça çıkardım. Daha sonrada eğilerek şortumu çıkarmaya çalıştım. Şortumu çıkarırken istemeden de olsa mayomu da aşağı doğru çekmiştim. Yavaşça düzelttim ve şortumu çıkardım. Haluk un tüm bu anları kaçırmayacağından o kadar emindim ki tadını çıkarıyordum. Aynı şekilde eğilerek çıkardıklarımı çantama koydum ve yavaşça havlumun üzerine sırtüstü uzandım. Bu hareketi yaparken öyle bir pozisyon almıştım ki slip mayom popomun arasına kaçmıştı. Daha önce de yazmıştım. Mayomun bayan bikini altından çok bir farkı yoktu. Bir an önce Haluk a dönmek ve onu görmek istiyordum. Tam da tahmin ettiğim gibi beni izliyordu. Ellerini göremiyordum ama bir eliyle aletiyle oynadığından hiç şüphem yoktu. Çok geçmeden sudan çıkmaya ve bana doğru gelmeye başladı. Bel altı da sudan çıkınca, önündeki kabarıklığı açık bir sekilde görebiliyordum. Islanan şortu herşeyi daha net yapmıştı.

– Umarım yanında güneş kremi getirmişsindir diyerek yanıma yaklaştı.
– Evet getirdim. Birazdan sürerim dedim bana dönük yanıma uzanırken.
– Su harika. Biraz üşüyebilirsin çıkınca doğal olarak.

Ona doğru yeniden sırtüstü olacak şekilde döndüm. Sağ bacağımı hafifçe yukarı çekmiş onu izliyordum. Su damlacıkları vucudundan damla damla düşüyordu. Kendine çok iyi bakmıştı. Saçlarındaki ıslaklığı eliyle geriye doğru attı. O bunu yaparken benim gözüm, şortundaki kabarıklıktaydı. Farketti. Gülümsedi.

– Farkındasın değil mi?
– Neyin?
– Seni ne kadar beğendiğimin dedi aramızdaki mesafeyi birazda azaltarak.

Ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemiyordum. Harika bir tenin var dedi ve elini sırtıma koyup parmaklarını gezdirmeye başladı. Soguk parmaklarını hissedince nefesim kesilmişti, ilk temasında tüylerim diken diken olmuştu, titremiştim. Biraz daha yaklaşıp önündeki kabarıklığı bacağıma yasladı. Parmakları hala sırtımda dolanıyordu. Boynuma dogru yaklaşırken, iyice sokulup dudağımın kenarından öptü. Sadece Ihmm diye inceden inleyebildim. Dudaklarını boynuma dopru ufak öpücüklerle indirirken eli de belimden kalçalarıma ulaşıyordu artık. Eli kalçalama değdiğinde yeniden titredim. Hareketlerini çok ustaca yapıyordu ve ben karşı koyamıyordum. Boynumdan omzuma doğru öpmeye devam ederken eliyle bacağımı ve kalçamı sıkıyordu. Kendimden geçmek üzereydim. Dönmek ister gibi yaparak engel olmaya çalıştım.

– İstemiyorum diyebildim.
– Tamam canım, sen ne zaman istersen.
– Anlayışın için teşekkür ederim.

Haluk bu hareketim karşısında biraz bozuldu. Yavaşça ellerini başının altına koyarak uzandı. Başını bana doğru çevirdiğinde yeniden gülümser gibi oldu. Birkaç dakika boyle gecti. Hafifçe doğrulup çantamdan güneş yagını çıkardım. Havlumun üzerinde oturarak kollarımdan başlayarak güneş yağını vücuduma sıkmaya başladim. Karın bölgem, omuzlarım, sonrasında da bacaklarıma sürerek devam ettim. Haluk yan gözle beni izliyordu.

– İstersen sırtına sürebilirim dedi Tabi sen de benim sırtıma sürersen 🙂
– Tabi olur dedim gülümseyerek.
– Hadi uzan bakalım o zaman

Ben havlumu düzeltip uzanırken O da yanıma oturdu. Güneş yagini omzumdan başlayarak belime kadar yavaşca sıktı. Eliyle tüm sırtıma yaydıktan sonra iki elini kullanmaya başladı. Omuzlarımı masaj yapar gibi ovuyordu. Bunu biraz sert yaptığı için canım yandı ve “Ahhh, biraz daha hafif yapabilir misin?” dedim. “Tabi canim, özür dilerim” diyerek daha yumuşak hareketlerle devam etti. Belime doğru gelince hafifçe kıkırdadim. Elllerini göbeğime doğru indirince gıdıklandım ve hafifçe kıpırdadım.
– Gıdıklandın mı diye sordu elleriyle iki yanımdan yakalamiş baş parmaklarıyla baskı yaparken.
– Ihhh. Hıhıh evet
– Devam edeyim mi, ister misin?
– Hmm. Evet lütfen
– Çok güzel bir sırtın, tenin var.
– Teşekkür ederim
– Bunu sürdükce tenin ışıldamaya başladı
– Oyle mi dedim ona donüp gulumseyerek.
– Evet diye karşılık verdi. Kollarını geriye doğru uzat istersen.
– Tamam dedim

Her iki kolumu da geriye doğru uzattım. Ancak Haluk hemen yanımda oturduğundan sağ elim onun bacağına gelmişti. Başımı hafifçe kaldırıp O na baktım. Tam elimi çekecektim ki, kolumu tutup omzuma doğru ovmaya başladı. Bunu yaparken elim aletine çarpıyordu. Diğer koluma uzanırken yine bileğimden bırakmadı ve aletini elime doğru bastırdı. Öteki kolumla ilgilenirken, bir yandan da aletini elime sürtüyordu. Bende buna engel olmuyordum ya da olamıyordum. Avucumu açmış, aklımdan aletini elime almak geçiyordu. Artık bileğimi bırakmıştı ancak elimi çekmiyordum. O da bunu farketmiş olacak ki, omuzlarımdan başlayarak yeniden masaj yapmaya başladı. Parmaklarım otururken sıyrılmış şortunun içine doğru kaydı. Bacak arasındaki kılları hissedince dayanamayıp okşamaya başladım. Her hareketiyle parmaklarım daha ileri gidiyordu.

Masaj yapmaya belimden, popoma yakın bir noktadan devam ediyordu. Baş parmaklarını mayomun içine sokunca kendime hakim olamadım ve “Ihhh” diye inledim. Çok zevk alıyordum her hareketinden. Ben O nun ellerinde, aleti de şortunun içinde kıvranıyordu. Elimle daha ileri gitmemi bekler gibi kıpırdandı ve yaklaştı. Parmaklarım aleti ile göbeği arasına kadar ilerlemişti. Güneş yağını aldı, bir eliyle sırtımı ovarken diğer eliyle bacaklarıma ve hatta kalçalarıma kadar sıktı. Sonra elimin şortunun içinden çıkmasına engel olacak şekilde yerinde hafifçe doğruldu. Dönüp O na baktığımda bacaklarıma odaklanmıştı. Aleti artık şortunun içine sığmıyordu. “Bacakların pürüzsüz, çok güzeller” dedi ve bana bakarak gülümsedi. Kendinden geçmiş gibi konuşuyordu.

– Hiç tüy yok bacaklarında, olanlarda 18lik çıtırlardaki gibi. diyerek bacaklarımı sıkarak popoma kadar geldi.
– Ohhhhh. Gözlerim kapanmıştı.
– Harika görünüyorsun buradan
– Sende öyle dedim
– Umarım gerçekten beni beğenmişsindir
– Evveet dedim elleriyle kalçalarımı sıkarken.
– Ben de seni çok beğendim derken kalçalarımı ikiye ayırıyordu. Artık sadece popomla ilgileniyordu.

Bir elini şortunun icine sokup, benim elimi tuttu ve aletinin üstüne koydu. Yavaşça avuçladım ve hayretler icinde kaldim. Parmaklarım kapanmamıştı. Aleti o kadar kalındı ki inanamıyordum. Elimle iyice kavramaya calıştım. Ben bunu yaparken Ohhhh dedi ve ortaya çıkmış olan kalcalarımı sıktı. Evet ellerim küçüktü ancak aleti gerçekten de cok kalındı. Bir an önce dönüp bakmak istiyordum ancak Haluk u cesaretlendirmek istemedim. Elimle aletini sıvazlamaya calışırken, Haluk ta bir eliyle bacaklarımı diğer eliyle de popomu okşuyordu. Yağlanmis baş parmağı popomun arasına girip deliğim üzerinde gezinmeye başladı. Gözlerimi tamamen kapattım ve dudadığımı ısırdım. Deliğimi zorlayınca Ihhhh diye inledim, dayanamayıp aletini sıktım Ohhh diyerek karşılıkk verdi. İki eliye mayomun kenarlarından çıkarmak ister gibi tutarak hafifçe çekti. Popomun arasına giren mayom yavaşça çıkarken içim bir hoş oldu. Tamamını çekebilmesi için hafifçe kalkmam gerekiyordu. İki elini göbeğimin altına koydu ve yavaşça aşağı doğru çekerken belimi kaldırdı. Bir eli göbeğimin altında iken, diğer eliyle mayomu dizlerime kadar çıkarmayı başardı. Elini göbeğimden çekerek beni bıraktı ve ayak bileklerime doğru uzanarak mayomu çekip aldı.

Yavaşca yerinde doğruldu ve şortunu çıkarıp kenara bıraktı. İçindeki canavar artık ortadaydı. Dönüp baktığımda gözlerime inanamamıştım. Hem çok kalın hem de en az 18 cm aleti vardı. Elimle sıvazlamaya çalışıyordum ancak kuru olduğu için zorlanıyordum. Haluk bunu farketmiş ya da canı yanmış olacak ki güneş yağını alıp aletinin üstüne sıktı. Artık elim rahatça kayıyordu. Bu durumun Haluk u da etkilediği çıkardığı seslerden anlaşılıyordu.

Popomu hafifçe kaldırmıştım. Tüm güzelliğim Haluk un gözleri önündeydi. Aleti avucumda nabız atarken O da sadece popomla ilgileniyordu. Parmakları deliğime yaklaştıkça inliyordum. Bu şekilde 5 dakika devam etmişizdir. Tamamen kendimden geçmek üzereydim ki, bu oyunu biraz daha uzatmak istedim. Haluk a bakınca bana dönüp gülümsedi. Aynı şekilde karşılık verdim. İç gıcıklayıcı bir ses tonuyla ve aletini iyice kavrayarak Biraz yüzmek istiyorum dedim. Tabi canım dedi boğazını temizlerken ve ellerini popomdan çekti. Yavaşca yerimde doğrulurken mayomu aradım. Bir yandan da kimseler olmadığından emin olmak için etrafa baktım. Mayomu bacaklarımdan geçirirken Haluk tam da yanımda ayağa kalktı. O da etrafa bakınıyor bir yandan aletini sıvazlamaya devam ediyordu. Aleti gerçekten çok kalındı. Göz göze geldiğimizde birbirimize gülümsedik. Kendime hakim olamayıp elimi uzattım, aletini avuçladım ve sıvazlamaya başladım.

– Ohh, harikasın
– Sikin çok kalınmış diye cevap verdim yüzüne bakarak.
– Seni görünce şahlandı bugün :))
– Öyle mi ??
– Öyle tabi ki. Bu güzelliğe karşı kimse sakin kalamaz.
– Peki madem dedim. Birileri görmeden şortunu giysen iyi olacak :))
– Merak etme canım, burayı çok bilen yoktur. Hem bu zamanlarda gelen giden olmaz.
– Tamam canım, ama bu şekilde yüzmeyi düşünmüyorsun umarım dedim gülümseyerek.

Yerimden yavaşça kalktım. Hadi artık yüzelim biraz dedim ve denize doğru yürümeye başladım. Haluk gözleri üzerimde şortunu giymeye çalışıyordu. Mayom yine popomun arasına girmişti. İki elimle düzeltirken Haluk arkamdan geliyor, bu hareketimi kaçırmamıştı. Ayaklarımla su ne kadar soğuk diye kontrol etmek isterken, Haluk yanımdan geçip suya dalmıştı bile. Bel seviyeme gelene kadar ilerledim ve cesaretimi toplayıp suya daldım. Su altında biraz ilerledikten sonra çıktığımda Haluk tam karşımdaydı. Üşümüştüm, bir yandan da suda dengede kalmaya çalışıyordum. Haluk benden uzun olduğundan derinlik boyunu aşmıyordu.

– Su çok soğukmuşşş…
– Hadi ama alışırsın birazdan :))
– Alışana kadar hasta olurum ben 🙂
– Tamam ne zaman istersen çıkabiliriz. İstersen bana tutanabilirsin dedi ve elini uzattı.

Elimi uzattığımda yakalayıp beni kendine doğru çekti. Vücutlarımız birleşmişti, kollarının arasına almıştı beni. Ben de kollarımı omuzlarına koydum. Kendine doğru çektikce aletini hissediyordum. Bir elini kalçalarıma kadar indirip bacağımı yakaladı ve beline doğru kaldırdı. Bu hareketiyle iki bacağımıda beline doladım. İki sevgili gibi suda kucağına almıştı beni. Elleri kalçalarımda bir kaç saniye devam ettikten sonra boynumdan öpmeye başladı. Gözlerimi kapatmış, bir elimle ıslanan saçlarının arasından parmaklarımı geçiriyordum. Dalgalar yüzünden dengede durmakta zorlanıyorduk ama bu sayede popomu hafifçe kaldırdı ve popoma baskı yapmaya başladı. Göz göze geldik. Artık zamanı gelmişti, O nu çok beğenmiştim ve bana sahip olmasını istiyordum. Dudaklarına bakıyordum, dudaklarımı ısırarak. Ne istediğimi anladı ve öpüşmeye başladık. Dudaklarımızı ısırırcasına ateşli bir şekilde öpüşüyorduk.

– Seni istiyorum canım dedi kalçalarımı sıkıp aletiyle baskı yaparken
– Ohhh
– Sen de beni istiyor musun?
– Evet canım dedim. Elimi şortunun içine sokarak aletini sıvazlamaya başladım
– Ohhh. Görüyorsun değil mi? Bak ufaklık seni nasıl istiyor.
– Ufaklık beni korkutuyor ama dedim gülümseyerek. Çok kalın.
– Merak etme canım
– Keşke mayolarımızı çıkarıp girseydik 🙂
– Aaa, sen yeter ki iste canım dedi.

Önce benim mayomu çıkardı kucağındayken sonra da kendi şortunu. Artık aleti popomun arasında yerini alabilirdi. O şekilde biraz ilerledik ve kuma doğru fırlattı elindekileri. Ben gülümsüyordum, tekrar dudaklarıma yapıştı. Elleriyle kalçalarımı ayırıyor aletine yer açıyordu. Aletinin başı deliğimin üzerinde gezinmeye başladığında dudağını ısırdım. Deliğime baskı yapıyordu ama hem aleti çok kalındı hem dalgalar buna izin vermiyordu.

– Uzun zamandır ilişkim olmadı biliyorsun. Lütfen acele etme.
– Tamam canım dedi ve parmağıyla deliğimi zorlamaya başladı.

Parmağı yavaş yavaş deliğime girerken, tırnaklarımı sırtına geçirdim ve Ihhh diye inledim. Bir yandan deliğimi alıştırırken diğer yandan omuzlarımı öpmeye devam ediyordu. Çok zevk alıyordum. Biraz daha devam ettikten sonra ikinci parmağını da sokmaya çalıştı. Canım yanmıştı. Ahhh diyebildim. Yavaş hareketlerle iki parmağını kullanmaya devam etti. Ahhh larım yerini zevk inlemelerine bırakmaya başladı yeniden. Deliğim iyice alışmıştı. Seni istiyorum artık dedim kısık bir sesle. Yavaşca parmaklarını çıkarıp, aletini deliğime sürterek devam etti. İçime sokmak için zorluyordu ama olmuyordu. Canım yanıyordu aynı zamanda dalgalar izin vermiyordu.

– İstersen sudan çıkıp karavana gidebiliriz dedim yüzüne bakıp dudağının kenarından öperken.
– Evet canım, böyle olmayacak yoksa 🙂

Bacaklarımı belinden indirdim, sahile doğru döndüm. Bir anda elini popoma attı ve kalçalarımı sıkmaya başladı. Gülümsedi.

– Bunu istiyorum dedi
– Alıcaksın canım 🙂 ama nasıl çıkıcaz sudan bu şekilde. Ya birisi görürse?
– Kimseler yok canım ama varsa bile göreceğini çoktan görmüştür dedi gülerek.
– Nasıl yani dedim biraz endşilenerek
– Merak etme canım. Baksana kimsecikler yok. Hızlıca çıkıp mayonu giyebilirsin 🙂

Etrafa bakıp, kimselerin olmadığından emin olunca Tamam hadi hızlıca çıkalım o zaman dedim ve suda yürümeye başladım. Mayomu aldığımda kumlandığını farkettim, o şekilde giyemezdim. Suya sokup kumları temizlemek için döndüğümde Haluk çırılçıplak karşımdaydı. Gözlerim yine aletine doğru kaymıştı. Aletinin büyüklüğü, bir kez daha yutkunmama neden olmuştu. Gülümseyerek yanımdan geçti. Mayomu temizleyip hızlıca giydim. Haluk ta aynı şekilde şortunu temizledi ve birlikte havlularımızı serdiğimiz noktaya yürüdük. Çantamı aldıktan sonra karavana doğru ilerledik. Yaklaşırken, Soğuk bişeyler içmek ister misin? diye sordu.

– Tabi canım olur ama öncesinde duş almak istiyorum dedim gülümseyerek
– Tamam canım, sen duşunu al sonra da ben alırım 🙂

Ben karavanın içine adım atarken O da arkamdan geliyordu. Elini popoma atıp Uzun sürmesin lütfen dedi. Dönüp Tamam dedim.

Duş alabileceğimiz yer çok dardı. Hem tuvalet hem duş başlığı olan gardırop gibiydi. Mayomu çıkarıp, çeşmeyi açtım ve tuzlu suyun üzerimden akmasını sağladım. Güneş yağı sayesinde vücudum yağlanmıştı. Şampuan kullanıp yağın gitmesini istemedim. Çabucak çıktım. Haluk dışardaydı. Çantamdan havlumu ve saten şortumu çıkarıp kurulandıktan sonra giydim hızlıca. Karavanın kapısına geldiğimde Haluk tabureden kalkıp elindeki soğuk birayı uzattı.

– Al canım, için rahatlasın. Bende hemen geliyorum dedi ve bana sürtünerek yanımdan geçti.
– Teşekkür ederim dedim 🙂

Haluk duş almaya başladı, ben de biramı alıp yatağa uzandım. Lastik plaj ayakkabıları hala ayaklarımdaydı. Uzanıp çıkardım. Dizlerimi kırmış, biramı yudumlarken Haluk u bekliyordum. Çok sürmeden Haluk ta duştan çıktı. Beni görünce gülümsedi. Aleti sönmüştü ama hala o halde bile büyüktü. Kurulanırken onu izliyordum. Üzerine bişey giymeden yanıma uzandı.

– Çok seksi görünüyorsun dedi elini bacağıma atıp bana sokulurken.
– Sende öyle dedim.
– Seni çok istiyorum dedi, yanağımdan boynumdan öpmeye başladı.
– Ihhhh

Meme uçlarımı öpmeye başladığında, elimle aletini sıvazlıyordum. Çok geçmeden yeniden kocaman olmuştu. İki parmağıyla yeniden deiliğimi zorlarken, istemsizce aletini sıktım.

– Ohhhh. İstiyor musun bu ufaklığı?
– Hıhı, evet.
– O da seni istiyor baksana dedi.
– Öyle mi dedim, elimdeki bira şişesini O na uzatırken.
– Tabii dedi farketmedin mi? Uzattığım birayı yere bıraktı.

Bana döndüğünde yeniden öpüşmeye başladık. Ellerimi göğsünde dolaştırıyordum. Yavaşca göğsünü meme uçlarını öpmeye başladım. Daha aşağı inerek karın bölgesini öperken, elimle aletini de ihmal etmiyordum. Kocaman ufaklık tam karşımdaydı artık. Elimle biraz sıvazladıktan sonra Haluk a baktım, aletinin kafasına tatlı bir öpücük kondurdum. Dudaklarımı aralayıp dilimle aletinin mantarını ıslattım, emerek devam ettim. Sadece aletinin kafasını bile ağzıma sığdıramazken bunu içime nasıl alırım diye düşünüyordum. Daha derinlere inmek istediğimde nefes alamadım. Aleti mantarından aşağı doğru kalınlaşıyıordu. Elini başıma koydu ve bastırmaya başladı. Hızlanmak istiyordum ancak aletini ağzıma sığdıramıyordum, boğulacak gibi oluyordum. Gırtlağıma kadar ağzıma alıp çıkarıyordum. Elime alıp, köküne kadar yalamaya başladım. Toplarını dudaklarımın arasına alınca Haluk ‘Ohhh…Patlamak üzereyim’ diyip beni üzerine doğru çekti. Ellerini popoma attı ve sıkmaya başladı. Yavaşça beni yatağa bırakıp, arkama geçti. Şortumun üzerinden bir süre kalçalarımı sıktıktan sonra eğilip popomu öpmeye başladı. Hafifçe kaldırdım popomu ve şortumu çekip çıkarmasını sağladım. Altında kıvranıyordum resmen. Dilini deliğimde gezdirmeye başladığında zevkten adeta bayılacaktım. İnlemelerim devam ederken, bacaklarımın üstüne oturup aletini deliğime sürtmeye başladı. Üzerime doğru eğilip boynumdan öptü bir süre. Sonra baş tarafımdaki minderi alıp, göbeğimin altına gelecek şekilde yerleştirmek istedi. Popomu hafifçe kaldırıp yardımcı oldum. Artık zamanı gelmişti diye düşündüğüm anda aletiyle baskı yapmaya başladı. Biraz zorlayıp kafası içime girdiğinde canım o kadar çok yanmıştı ki ‘Ahhhh!! Çok canım yandııı.. Çıkar lütfen!’ diye bağırmıştım. Altından kaçmak istedim ancak tüm vücuduyla üzerime abanmıştı. ‘Sakin ol lütfen. Birazdan geçecek’ dedi. ‘Hayır’ dedim ‘İstemiyorum, lütfen çıkar!’. Ben acıdan kıvranır, aletini geri çekmesi için yalvarırken biraz daha yüklendi ve aletini içime soktu. Deliğim yırtılmıştı sanki. Öyle canım yanıyordu ki gözlerimden yaş gelmiş, ‘Lütfennnn!!’ diye bağırmıştım. ‘Tamam canım aldın içine, kendini kasma lütfen’. Biraz bekledikten sonra son bir hamle daha yaptı ve o zaman anladım ki daha hepsini içime almamıştım. Aletini köküne kadar içime sokmuştu artık. ‘Ahhhh!!!’ diye çığlık attım. İyice üzerime abanmış, bekliyordu. Gözlerimden akan yaşları gördüğünden ve umursamadığından emindim. Ellerini popoma koydu ve iki yana doğru iyice açtı. ‘Lütfen istemiyorum!’ dedim. Sesim ağlamaklı çıkıyordu. ‘İsteyeceksin’ diyerek cevap verdi. ‘Tecavüz mü ediyorun bana?’ dedim. ‘Hayır canım, zevk alacaksın birazdan…’. Yavaşça kendini çekmeye başladı. Tam aletini çıkarıyor diye düşünürken yeniden sokmaya başladı. Her hareketinde sadece ‘Ahhhh!’ diye bağırabiliyordum. Git gel yapmaya başladığında, az da olsa acım dinmiş, deliğim alışmıştı. Bağırmalarımın azaldığını anladığı zaman daha hızlı sikmeye başladı. Her soktuğunda Ahhhh Ohhhh diye inliyordum. Bir süre daha bu pozisyonda siktikten sonra, ‘Dayanamıyorum artık, patlıyorum!’ dedi ve iyice hızlandı. Çok geçmeden içimde volkan gibi patlamaya başladı. İçime bir sıcaklık dolmuştu. Bitmek bilmiyordu. En sonunda aletini çıkarmadan üzerime bıraktı kendini.

– Harikaydın canım, böyle göt sikmedim daha önce…
– Ihmmm. diye inliyordum zevkten.
– Çok daracıktın.

—————————————————————————

DEVAMI GELECEK :))

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32